Kişikötü bir şey olacak hissi nedeniyle konsantre olmakta güçlük yaşar, uykusuzluk ya da fazla uyuma – iştahsızlık ya da fazla yeme belirtileri gösterebilir. Gerekli ve elzem olan anksiyete, belli bir ölçüyü aştıktan sonra kişinin hayatını ve sağlığını tehdit eder hale gelmektedir.
Bizitehlikelerden koruyan bir sinyal görevi görür ve vücudun alarm sistemidir. Korku duygusu gerçek bir tehdit karşısında ortaya çıkarken; kaygı potansiyel tehdit algısıyla oluşur. Kaygı yaşayan kişi bu durumu "kötü bir şey olacakmış hissi", “huzursuz edici bir endişe" ya da "nedensiz bir korku" diye ifade edebilir.
Anksiyete sebepsiz bir kaygıya sıkıntı ve huzursuzluk hislerinin eşlik ettiği bir duygu durumudur. Sağlık, iş, ikili ilişkiler, günlük yaşam olayları gibi farklı yaşam alanlarını kapsayan endişeler söz konusu olabilir ve beraberinde fiziksel belirtiler yaratabilir. Bu durum kişinin günlük yaşamında bozulmalara yol
Böyle bir problem yaşıyorsan, aslında endişelenmene gerek olan durumlar olmamasına rağmen tedirgin hissedersin, anın tadını çıkaramazsın, her an kötü bir şey olacakmış ve işler hep kötüye gidecekmiş hissiyatı tepende kara bulutlar olarak peşini bırakmaz.
Sizekötü bir şey olacakmış hissi (-4) Bağırma ya da eşyaları fırlatma (0-1-2-3-4) Topluluk içinde bayılacağınız korkusu (0-1-2-3-4) Eğer izin verirseniz insanların sizi sömüreceği duygusu (0-1-2-3-4) Cinsiyet konusunda sizi çok rahatsız eden düşüncelerin olması (0-1-2-3-4)
cash. Kaygı; insanın hayatını tehdit eden olaylar karşısında doğal olarak hissedilen ve tehlikelerden korunmak için önlem alınmasını sağlayan, insanın hayatta kalması için oldukça önemli, doğal bir duygu durumudur. Rahatsızlık verici olmakla birlikte kaygı bedenimizde bulunan alarm sisteminin aktive olmasına bağlıdır. Bu durum kişinin kendini korumasında oldukça yaşantı içinde her insan zaman zaman kendini kaygılı hissedebilir. Kısıtlı zamanda yetiştirilmesi gereken acil işlerin olması, yetişilmesi gereken önemli bir randevuya giderken trafikte sıkışıp kalmak, sessiz bir ortamda otururken aniden yüksek bir ses duyulması ya da ilişki problemleri yaşandığı zamanlar günlük hayatta yaşanabilecek kaygı yaratan durumlara örnek durumlarda kaygı hissedilmesi doğaldır ve kişinin dışçevreye uyumunu sağlayıcı, tehlikelere karşı uyarıcı ve harekete geçirici bir işlevi vardır. Her insanın olayları algılayışı farklıdır. Bu nedenle kaygı çok hafif dereceden, panik derecesine kadar varan yoğunlukta olabilir. Kaygının denetim dışına çıkarak çok yoğun ve kişinin işlevselliğini bozan bir düzeye varması durumunda kaygı bozukluklarından söz BozukluklarıKaygı bozukluklarının temel özelliği, günlük hayatta kişinin kendini nedensiz ve engelleyemediği bir şekilde sürekli sinirli, gergin, huzursuz ve sıkıntılı hissetmesidir. Bu duygulara çarpıntı, terleme, titreme, tansiyonun yükselmesi, hızlı nefes alma, kas gerginlikleri, nefes almakta güçlük, boğuluyormuş hissi, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler de eşlik eder. Ayrıca kontrolü kaybetme, her an kötü birşey olacakmış hissi, uyku bozuklukları yaşanmaktadır. Kaygı bozukluğu tanısının konmasında en belirgin özellik, kişinin kaygı yoğunluğunun günlük hayatını etkilemesi ve mesleki ve kişiler arası ilişkilerde zorluklara yol açmasıdır. Bu özellik kaygı bozukluklarını normal kaygıdan bozuklukları kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını etkiler ve eğer tedavi edilmezse, sosyal, mesleki ve kişiler arası ilişkilerde önemli problemlere yol bozuklukları çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkar ve birçok yaşam olayının ortaya çıkmasına neden olur. Kaygı bozukluklarına toplumda oldukça sık rastlanır ve yaşam boyu kaygı bozukluğu yaşama oranı %25 civarındadır. Kadınlarda kaygı bozuklukları yaşanma oranı erkeklere gore daha bozuklukları herbiri kendine özgü özellikler taşıyan bir çok bozukluğu içeren tanı grubudur ve hepsinin en ortak özelliği hissedilen yüksek kaygıdır. Bu grubun içinde yaygın kaygı bozukluğu, panik bozukluğu, agorafobi, özgül fobiler, sosyal fobi, obsesif-kompulsif bozukluk, posttravmatik stress bozukluğu ve akut stress Kaygı BozukluğuYaygın kaygı bozukluğu, sıradan günlük yaşam olaylarına karşı aşırı endişe, korku ve kaygı içindedirler. Kendilerine ya da sevdiklerine kötü bir şey olacağına dair kuruntular yaşamaktadırlar. Kaygının yoğunluğu ve sıklığı, korkulan olayın etkisine uygun değildir. Gerçekçi olmayan ve kişinin kontrol edemediği bu durumun tipik özellikleri huzursuzluk, konsantre olmakta zorluk, uyku bozukluğu, yorgunluk ve sinirli kaygı bozukluklarında en önemli ruhsal süreç, kişinin çevre üzerinde kontrolsüzlük hissidir. Kişinin zihnini, kontrol edemediği olaylardan kaynaklanabilecek tehlikeler sürekli meşgul etmektedir. Sürekli potansiyel teklike oluşturabilecek uyaranları takip eder ve tehlike oluşturmayan uyaranları ise dikkate almaz. Bu düşünce yapısı kaygı bozukluğu yaşayan bireylerde yaşadıkları kaygının gerçekçi olmadığınının farkında olabilir ancak yaşadıkları kaygıya engel olamazlar. Bazen de kaygılarının aşırı ve yersiz olduğunu kabul etmeyebilirler. Kişiler kaygıya bağlı fiziksel belirtileri sürekli ve yoğun şekilde yaşadıkları için, bu fiziksel belirtiler kişlerde bedensel hastalık kaygılarına yol açmaktadır. Bu durum kaygıyı daha da yoğunlaştırarak kişilerin kalp, mide rahatsızlıkları, baş, boyun, omuz ağrıları gibi nedenlerle doktora başvurmalarına neden kaygı bozukluğunun toplumda görülme sıklığı oldukça yüksektir. Kadınlarda erkeklere oranlara görülme sıklığı daha BozukluğuPanik bozukluğunun temel özelliği aniden gelişen, beklenmeyen ve tekrar eden çok şiddetli panik atakların varlığıdır. Panik atak, çeşitli fiziksel ve duygusal belirtilerle yaklaşan bir tehlikenin olduğu duygusunun eşlik ettiği, sürekli olmayıp zaman zaman yaşanan, birkaç dakikada en yüksek düzeye çıkan yoğun korku, kaygı hissinin terleme, titreme, nabzın yükselmesi, boğuluyormuş gibi nefes alama hissi, göğüs ağrısı, bulantı, başdönmesi, bayılma hissi, uyuşmalar, ateşbasması, derealizasyon çevreye yabancılaşma, gerçek değilmiş hissi, depersonalizasyon kendi bedenine yabancılaşma, dışarıdan bakıyormuş hissi, kontrolünü kaybetme, delirme korkusu ve ölecekmiş gibi hissetme gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilerin en az dördü birarada bulunur ve aniden, beklenmeyen yerde ortaya çıkar. Bu ataklar 5-10 dakikadan birkaç saate kadar bozukluğu olan kişiler, tekrar panik ataklar geçireceklerine dair kaygı duyarlar, atakların şiddeti ve sonuçlarına dair sürekli endişe içindedirler ve bu atakları tekrar yaşamamak için belirgin davranış değişiklikleri gösterirler. Panik atakları yaşadıkları yerlerden ve durumlardan kaçınmalar gösterebilirler. Bu yüzden panik atak geçiren bazı insanlarda dışarı çıkma korkusu yani agorafobi tehlike anında kaçmanın/yardım almanın zor olabileceği yerlerden ya da utanacaklarını düşündükleri yerlerden kaçınmak, uzak durmaktır. Agorafobi, kaygı bozuklukları içinde en sık olan kişiler tipik olarak, asansör, otobüs, uçak, market, alışveriş merkezleri gibi kalabalık içinde olmak, araba kullanmak, otobanlar ve yüksek yerlerde bulunmaktan kaçınırlar. Bu kişiler evden hiç çıkmayabilirler ya da ancak yanlarında güvendikleri kişiler ile dışarı çıkabilirler. Genellikle panik ataklar ile birlikte görülmesine rağmen, agorafobi tek başına da panik ataklar geçiren bazı kişiler bu atakları geçirdikleri mekanlardan uzak durmaya başlarlar. Bu durum agorafobinin eşlik ettiği panik bozukluk olarak FobiÖzgül fobi, belirli bir obje ve duruma karşı çok yoğun ve ısrarlı korku duyması ve bu durum ve objelerden kaçınmasıdır. Kişi fobi yaratan obje ya da durum dan uzak olduğu sürece hiçbir sorun yoktur. Korktuğu obje ya da duruma maruz kaldığı zaman şiddetli derecede bir korku duyar ve panik atak formu alan bir kaygı sık görülen fobiler, yükseklik, kapalı mekanlar, uçma , kan görme, yaralanma, iğne olma ve kedi, kopek, örümcek, yılan gibi hayvan fobileridir. Kişilerde bu korkular o kadar yoğundur ki, bu obje ve durumlardan kaçınmak için akıl dışı bir çaba sarfederler. Örneğin, iğne olmaktan korktukları için ciddi rahatsızlıklarda bile asla iğne yaptırmamak ve hatta doktora gitmekten bile FobiSosyal fobisi olan kişiler, soyal ortamlarda veya performans gerektiren seminer vermek, konuşma yapmak gibi durumlarda, küçük düşeceği, utanacağına dair akıl dışı, aşırı, inatçı bir korku duyması ve bu durumlardan kaçınmasıdır. Utandırılacaklarından ya da aşağılanacaklarından kaygı duyar ve sürekli hata yapacaklarına, iyi performans gösteremeyeceklerine inanırlar. Bu durumla başa çıkabilmek için herşeyi kusursuz ve mükemmel yapmaya çalışırlar. Bu nedenle sosyal ortamlarda davranışlarını kısıtlarlar ya da sosyal ortamlara girmekten ortamlarda bulunma ve performans gerektiren durumlarda ani kaygı tepkisi oluşur ve bu kaygı, panik atak formunda olabilir. Genellikle sosyal fobikler sosyal ortamlarda yüz kızarması, titreme, terleme, nefes alamam, ağız kuruluğu, bulantı, kalp atışlarının hızlanması, aniden idrara çıkma isteği ve bu kaygının ve fiziksel belirtilerin diğer insanlar tarafından fark edileceği ve küçük duruma düşeceği inancıyla ortamdan uzaklaşma, kaçma isteği duyarlar. Bunun sonucu olarak, kişinin iş, okul ve sosyal etkinlikleri olumsuz etkilenerek bu alanlarda sorunlar yaşamasına neden olurSosyal fobi genellikle, topluluk içinde konuşma, partiye katılma, yeni insanlarla tanışma, karşı cins ile tanışma/ konuşma, patron gibi statüsü yüksek kişilerle konuşma, telefonda konuşmak, bir işyaparken yemek yemek, yazı yazmak gibi başka insanlar tarafından seyredilmek gibi durumlarda ortaya fobi genellikle ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda erkeklere oranla daha fazla BozuklukObsesyon saplantı demektir. Saplantılar, kişi tarafından anlamsız bulunan, istem dışı biçimde tekrarlanan, zihninden uzaklaştıramadığı inatçı düşünceler, dürtülerdir ve kişiyi ciddi şekilde rahatsız ederler. Bu düşünceleri ve dürtüleri akıllarından uzaklaştırmak, görmezden gelmek ve kurtulmak için tekrarlayan başka düşünce ve davranışlarla etkisiz hale getirmeye çalışırlar. Bu tekrarlayan düşünce ve davranışlara da kompulsiyon zorlantı kişilerin tekrarlayan obsesyonlara yanıt olarak geliştirdikleri tekrarlayan davranışlar ya da zihinsel uğraşlardır. Kompulsiyonlarda amaç, rahatsızlık duygusunu geçirmek, korkutucu olayları önlemektir. Fakat önlemeye ya da geçirmeye çalıştıkları olay/durumla yapılanların bağlantısı gerçekçi değildir. Kişiler abartılı ya ada mantıksız olduğunu düşündükleri halde bazı belli davranışları tekrar evden çıktıktan sonra kapıyı kilitledim mi? düşüncesine takılıp defalarca dönüp kapıyı kontrol etmek ya da çocuğunun başına kötü birşey gelmemesi için sayı saymak gibi, gerçekçi olmayan, tekrarlayan önlemler almak zorunluluğu hissederler. En sık rastlanan kompulsiyonlar temizleme, kontrol etme ve tekrarlayan bozukluğu olan kişiler, çoğunlukla bu durumda olmaktan utanır ve saklamaya çalışırlar. Toplumda sık rastlanılır, kadın ve erkeklerde görülme oranı eşittir. Ortalama başlama yaşı 18-30 arasıdır. Ancak erkeklerde kadınlara oranla daha erken başlayabilmektedir. Bununla birlikte yaşlılarda ve çocuklarda da Sonrası Stres BozukluğuBu rahatsızlık kişinin cinsel saldırı, işkence, ölüm, trafik kazaları ya da doğal felaketler gibi travmatik bir olaya maruz kalması veya bu gibi travmatik olaylara şahit olmasından sonra oluşan uzun dönemli bir sorundur. Kişiler yaşadıkları bu tür yoğun stres yaratan durumlardan sonra da uzun sure yaşadıkları korku, çaresizlik ve dehşet duygularını hissetmeye devam sonrası stres bozukluğu olan kişiler, yoğun korku ve travmayı hatırlatan uyaranlardan kaçınmanın yanı sıra travmatik olayı ısrarlı şekilde tekrar tekrar flashback'ler şeklinde yaşarlar. Ayrıca tepkisizlik, yavaştepki vermek ve duygusuzluk gibi belirtiler de oluşabilir. Travmatik olayı anımsatacak her türlü konuşmadan, olaydan şiddetle BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ NELERDİR?Kaygı bozukluklarının oluşumunda birden çok faktörün etkili olabileceği bilinmektedir. Kişilik özellikleri, genetik yapı, öğrenme, son dönem stresleri gibi birçok faktör olabilir. Bunların bazen sadece biri bazen de birden fazlası bir araya gelerek kaygı bozukluklarının oluşumunda rol kaygı bozukluğunun nedeni farklı olabilir ve bazı durumlarda nedenini bulmak kolay YapıKaygı bozukluklarında kalıtımsal özellikler etkili olabilmektedir. Ailesinde kaygı bozukluğu olan ya da herhangi bir ruhsal bozukluğu olan kişilerde kaygı bozukluklarının olma riski artmaktadır. Kaygılı, depresif, eleştirel, yüksek beklentileri olan, çocuğun kendisini ifade etmesine izin vermeyen, baskıcı ailelerde büyüyen kişilerde kaygı bozukluklarının ortaya çıkma ihtimali Bazı kişilik özelliklerine sahip olan bireyler kaygı bozukluklarına daha yatkındırlar. Çabuk heyecanlanan, sinirlenen, içine kapanık, utangaç, duygusal ve hassas kişilerin kaygı bozukluğu yaşama riski daha korkutucu ya da sinirlendirici olaylar/durumlar karşısında bazı kişiler belirli bir tepki geliştirirler. Daha sonra benzer olay ya da durumlar karşısında aynı tepkiyi göstererek, kaygı hissedebilirler. Örneğin, bir sokak kopeği tarafından saldırıya uğramış olan bir kişi, evcil uysal bir köpekle karşılaştığı zaman bile aşırı kaygı, korku ve kaçınma belirtileri Yaşam OlaylarıKişilerin üst üste yaşadıkları stresli yaşam olayları sonucunda, kaygı bozuklukları yaşama riskleri artmaktadır. Yaşam içinde karşılaşılan stresler örneğin maddi sıkıntılar, sağlık sorunları, aşırı sorumluluk, anksiyete hikayesi, sık sık yaşanan stresler, kayıplar, yetersiz sosyal destek de kaygı bozukluklarının oluşmasında risk BOZUKLUKLARININ TEDAVİLERİ-Kaygı bozuklukları klinik psikolog, psikiyatrist gibi ruh sağlığı profesyonellerinden yardım alınarak aşılabilen bir bozukluklarının tedavisinde bilişsel-davranışçı terapiler ve ilaç tedavileri bilişsel-davranışçı terapiler, kaygı bozukluklarının tedavisinde oldukça etkilidir. Terapiler genellikle kaygı bozukluklarının tedavisinin yanı sıra, kişiye duygu, düşünce ve davranışlarını anlamasını ve kaygıyı yönetebilmesini de terapilerde, maruz bırakma, sistematik duyarsızlaştırma gibi teknikler kullanarak kişilerin istenmeyen davranışlarının sonlandırılması ve nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri ile kişilerin kendilerini rahatlatmaları öğretilir. Ayrıca, kişiler düşüncelerinin incelenerek yeniden yapılandırılması ile kaygıları hakkında hem yeni düşünce şekilleri hem de kaygılarıyla daha etkili bir biçimde başa çıkma yolları kullanımı kaygı bozukluklarının tedavisinde oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir. Ilaçlar kaygı belirtilerini önemli derecede ortadan kaldırır. Ancak ilaç tedavileri tek başına yeterli değildir. Bu ilaçların uzun sureli kullanımları bağımlılık oluşturma gibi çeşitli riskler içerdiğinden sadece geçici olarak kullanılabilir. Bu nedenle, mutlaka psikoterapi alınmalı ve kişinin kaygı bozukluğu yaşamasına neden olan düşünceleri tekrar ele alınarak daha işlevsel hale gelmesi sağlanmalıdır. Düşüncelerin yeniden yapılandırılması bu hastalığın tekrar etme olasığını azaltarak kişinin daha sağlıklı bir düşünce yapısına kavuşmasını TEHDİT EDEN OLAYLAR KARŞISINDA HİSSEDİLEN KAYGI, KORKU GİBİ DUYGULAR DOĞALDIR. ANCAK BU KAYGI VE KORKULAR KONTROLÜNÜZÜN DIŞINDA VE HAYATINIZI OLUMSUZ ETKİLİYOR İSE MUTLAKA BİR PSİKOLOG VEYA PSİKİYATRİ UZMANINDAN YARDIM ALARAK BU SORUNUNUZUN ÜSTESİNDEN GELEBİLİR, YAŞAM KALİTENİZİ KORUYABİLİRSİNİZ.
Hepimiz bazen kötü şeyler yaşayacakmış gibi hissedebiliriz ve bazen gerçekten de kötü şeyler başımıza gelebilir. Çünkü hayat mükemmel değildir... Ama peki ya her zaman kötü şeyler yaşayacakmış gibi hissediyorsak ne yapmamız gerekiyor? İşte agalarım, bugünkü yazımızda biraz bu konuyu irdeleyeceğiz. Eğer siz de sürekli böyle hissediyorsanız söylemek isterim ki bunların gerçekten yaşanacak olması çok muhtemel değil. O yüzden bu düşüncelere saplanıp kalmamanız sizin yararınıza olacaktır. Sürekli başımıza kötü şeyler geleceğini düşünmenin bazı psikolojik açıklamaları 1. Uyku problemleri Kolay şeylerle başlayalım. Eğer uyku problemleri yaşıyorsanız paranoya, anksiyete ve zihin yorgunluğu gibi bazı sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Eğer uyku problemlerinize çözüm bulamıyorsanız bu sorun zamanla sizde depresyona bile yol açabilir. 2. Stres İnsan beyni toplum kadar hızlı evrim geçirememiş olduğu için beynimizin gündelik yaşam stresine verdiği tepkiyi bir leopar tarafından saldırıya uğradığında verebileceği potansiyel tepkiyle özdeşleştirebiliriz. Savaş veya kaç mekanizması, beyinde kortizol hormonunun diğer bazı hormonlar ile tepkimeye girmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu da zihninizin kırmızı alarm moduna geçmesine ve olası tehlikeleri düşünüp hazırlanmasına sebep olur. Çoğu zaman da bu tehlikeler yalnızca kuruntulardan ibarettir. 3. Alkol ve madde tüketimi Eğri oturup doğru konuşalım, eğer haddinden fazla alkol ve madde kullanıyorsanız bunların yan etkisi olan yorgunluk veya düşük uyku kalitesiyle / uykusuzlukla sıkça karşılaşabilirsiniz. Bu durumlar da sizin paranoyaklık seviyenizi kısa da olsa bir dönem arttırabilir. 4. Bilişsel çarpıtmalar Bilişsel çarpıtmalar siz farkında olmadan beyninizin gerçekliği farklı algılaması ile olur. Örnek vermek gerekirse siyah beyaz düşünmek, ya herro ya merro düşünce stili -ki buna ya istiklal ya ölüm tarzı da diyebilirim- veya falcılık gibi gelecekte böyle olacak düşüncesi diyebiliriz. Açıklama ihtiyacı hissettim çünkü hassas bir cümle kullanmış olabilirim 😅 Ya istiklal ya ölüm derken illa ki böyle olacak yoksa sonu kötü biter şeklinde düşünme tarzı diyebiliriz. Buna İngilizce'de doom or gloom deniliyor. Ya kıyamet kopacak ya da güzel şeyler yaşanacak gibi çevirirsek de pek yanlış olmaz sanırım. Bilişsel çarpıtmaların temelinde aile yetiştirilme şekli, ya da çocukluk travması bulunabilir. Yaşadığınız kötü bir olay sonrasında beyniniz bu şekilde işlemeye başlamış olabilir. Anksiyete bozukluğu ciddi bir temeli olmayan, kontrolsüz gelişen düşünceler bulutunun bizi fiziksel olarak etkilemesi; kalbin hızlı atması, terleme, endişe gibi duyguları hissetme denilerek açıklanabilir. Anksiyetenin başlıca sebebi yoğun ve uzun süre stresli durumlar içerisinde bulunmaktır. Zamanla bu stres durumu anksiyete bozukluğuna yol açmaktadır. Anksiyete aynı zamanda travmalar yolu ile de ortaya çıkabilmektedir. Bu travmalar araba kazası gibi güncel olaylar veya çocukluktan kalan anılar gibi eskiden kalmış da olabilir 6. Negatif çekirdek inançlar Eğer yetişkin hayatımızın büyük bir bölümünü endişeyle ve gelecekte başınıza kötü şeyler geleceğine inanarak geçirdiyseniz negatif bir çekirdek inanç olduğu sonucuna ulaşabiliriz negatif inançlar İçinde bulunduğumuz Hayat ve etrafımızdaki insanlar hakkında oluşturduğumuz temeli olmayan asılsız düşüncelerdir Bu düşüncelerde diğer bazı problemler gibi çocukluk sorunlarından kaynaklanabilir, çocukluk travmaları veya güvenilmez bir veya güvenilmez bir ebeveyn sahibi olmak zihnimizde negatif bir çekirdek inancın oluşmasına sebep olabilir 7. Çocukluk travmaları üzücü bir gerçek olmasına rağmen çoğumuz küçüklüğümüzde unutamadığımız bir takım olaylar geçirdik. bu olaylara o zamanlar iyi bir çözüm bulamamamız beynimizin dünyayı tehlikeli bir yer olarak görmesine sebep olmuş olabilir. 8. Kişilik bozuklukları Bazılarımız dünyayı diğerlerinden farklı bir çerçevede deneyimliyor olabilir. Kişilik bozukluğunun tanımını yapacak olursak erken yetişkinlik döneminden beri sürekli olarak gündelik yaşamı zorlayacak bir şekilde insanlara farklı biçimde davranmak ve onlar hakkında değişik düşünceler edinmek diyebiliriz. Buna kısaca, diğerleri hissetmiyorken tehlike hissetmek demek pek yanlış olmaz. Paronayak kişilik bozukluğuna sahip insanlar genellikle diğer insanların dışarıda kendilerine karşı komplolar kurduğuna inanır ve dünyayı kötü insanların yönettiğini düşünürler. Schizotypal kişilik bozukluğu SPTD ise tehlikeyi tuhaf yerlerde görürler, televizyonun sizinle konuştuğunu düşünmek gibi. Avoidant kişilik bozukluğu diğer insanların size zarar vereceğini düşünmek iken Borderline kişilik bozukluğu ise aşırı hassasiyet sebebiyle aşırı tepkiler vermek, ufacık bir olay yüzünden kendini tehlikede hissetmek şeklinde kendini gösterir. Peki ya sürekli olarak kendinizi tehlikede hissediyorsanız ne yapmalısınız? Bu gibi durumlar hayatınızda kısa bir durumda ortaya çıkıyorsa bilmeniz gerekir ki bunlar gayet normal şeyler. Ancak günler süren ciddi durumlarda profesyonel yardım ve bilgili insanlara danışma sayesinde sorunlarınızı erkenden aşabilir, böylelikle gündelik hayatınızı daha huzurlu geçirmeyi başarabilirsiniz.
Panik bozukluğun temel özellikleri tekrarlayan beklenmedik panik geçirme atakları ve devamında en az bir ay süreyle duyulan başka bir panik atak yaşama endişesi, panik atağın olası etkileri ve sonuçları hakkında kaygı duyma ya da ataklarla ilişkili anlamlı bir davranış biçimi geliştirmedir. Panik atağın olmazsa olmaz özelliği, gerçek bir tehlike olmadan ortaya çıkan yoğun korkuya birçok zihinsel ya da fiziksel belirtilerin eşlik etmesidir. Atak ani başlar ve çok yakında bir tehlike ya da kötü bir şey olacakmış hissi ve acil kaçma isteği ortaya çıkar. Panik atağın oluşturduğu sıkıntı, yaygın sıkıntıdan kesintili, aralıklı ve daha şiddetli oluşuyla ayırt edilir. Panik bozukluğu olan hastaların çoğunda en az bir gece olan, uykuyla ilişkili panik atak öyküsü vardır. Hastaların en az üçte birinde, daha çok NREM uykusunda ortaya çıkan tekrarlayan panik atakları vardır. Gece, uykuyla ilişkili panik atak belirtileri, gündüz görülen panik atak belirtileri ile aniden ve büyük bir korku hissiyle uyandıklarını belirtirler. Bu sırada nefes darlığı, çarpıntı, boğulma hissi, göğüste rahatsızlık, üşüme ya da sıcak basması tarif ederler. Genellikle gece panik ataklar öncesinde bir rüya tariflenmez. Çoğunlukla, ataktan sonra, hasta uykuya dönmekten korku duyar, bu da uykusuzluğu daha da kötüleştirebilir. Uykusuzluk, panik bozukluk hastalarında sık görülen bir yakınmadır. Panik bozukluğu olan hastaların üçte birinde uykuya başlama ya da sürdürmede sorun vardır. Tipik bir panik atakta aşağıdaki belirtilerden en az dördü birlikte bulunur. • Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma • Terleme • Sarsılma ya da titreme • Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma • Soluğun kesilmesi • Göğüs ağrısı ya da sıkıntısı • Bulantı ya da karın ağrısı • Baş dönmesi, sersemlik, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi hissetmek • Gerçek dışılık duyguları veya benliğinden ayrılmış olma hissi • Kontrolü kaybetme ya da çıldırma korkusu • Ölüm korkusu • Uyuşma ya da karıncalanma duyumları • Ürperme ya da sıcak basması Atak ani başlayıp dakikalar içinde en yüksek düzeyine ulaşır ve buna ayrı bir yoğun korku ya da rahatsızlık hissi eşlik eder. Panik atak, uyku apne sendromunda görülen nefes durması ile uyanmalar ile benzerlik gösterir. Uyku apne sendromundaki ani uyanmalar çok kısa sürelidir saniyeler ve panik atakta görülen belirtiler eşlik etmez. Uykuda ortaya çıkan reflü bazen soluk alamama ve panik hissiyle ani uyanma ataklarına yol açabilir. Bu hastalıklar birbirinden ayırt edilmeli ve gerekirse uyku tetkiki yapılmalıdır. Zira tedavileri tamamıyla farklıdır.
1 Hint bülbülü çifti var kızgınlık döneminde değillerdi mamayı da haftada 1 veriyordum yavru almayım diye çok fazla çoğalınca problem oluyor vermek durumunda kalıyordum. Tülün iplerini çekiştirip ayaklarına dolandırdıkları için ona göre tül takmıştım yuvayı kafesten almıştım ama yuvanın üstüne tünemeyi sevdikleri için yuvayı kafese değil kafesin dışından geçirdiğim ipe tutturmuştum. İpi çeke çeke kafesin içine kadar getirmişler ben fark etmedim. Hint bülbülünün ayağını kalçasından ayırarak bastığını fark ettim konarken filan sıkıntı oluyordu. Ayağı yerinden çıkmış ya da kırılmış olabilir diye veterinere götürdüm. Ama ellerinde küçük kuş gibi canlılar için röntgen makinesi olmadığı için bir şey yapamadılar. İnciltmiştir diye vitamin takviyesi yaptım sonra toparlamaya başladığını fark ettim kardeşime de baktırdım düşüncesini almak için. Hala aynı olduğunun söyledi. Bende petshopdaki kuşçu abiye durumu anlattım sen getir ben bir bakayım dedi. Ayağı problemli olduğu için kafeste götürmedim. Petshoplardaki karton kutu oluyor ya kuş vb satarken kullandıkları ona koydum o şekilde bisikletle dikkatli bir şekilde götürdüm ayağına baktırmak için ama içimde kötü bir hiss vardı hava da 36 derece filandı her neyse kuşu götürdüm sıcaktan hemen aklıma gelmedi kafese salalım orada bak demek... Benim kuşu koyup götürdüğüm kuş satarken kullandıkları kutu da bakmaya başladı aman abi dikkat et dedim ki demeye kalmadı ve kuşu kaçırdı ve korkmuş olan hint bülbülü bir mermi gibi kuş kafesine çarptı şiddetli çarpmıştı oracıkta öldü. 2 elini gerip baksa ya da kafese salmayı düşünse evladım gibi kendim yetiştirdiğim kuşum ölmüyecekti. Hava çok sıcaktı hemen aklıma gelmedi kafese salalım orada bak demek aklıma geldi aman abi dedim uyardım ve kaçırdı. 2 eli ile bir kuşa sahip çıkamadı. Vicdan azabı çekiyorum içimde de o gün kötü bir şey olacak hissi vardı. Çok fena şekilde öldü yaptığı aptallığı kapatmak için aynısına benzeyen bir kuş verdi. Kuşumu bahçeye gömdüm altı üstü ayağına bakacaktı. Hayvanlarda anladığını sanıyordum. Hint bülbülünü bilen bilir ele avuca gelmeyen küçük korkak bir kuş türü. Kendim yetiştirdiğim halde elime alıştıramadım. Dürüm bu keşke götürmeseydim toparlamaya başlamıştı emin oluyum dedim. Durum bu keşke götürmeseydim. Vicdan azabı çekiyorum ve anladım ki petshopdaki kişiler görünüşte bilgili gibi görünen ama bir boktan anlamayan insan gurubu. Hani daha önce de muhabbet kuşları vb kaçırmış insan bir dikkat etmez ki ya hadi ben sıcaktan düşünemedim kafese salıp orada bakmak hemen aklıma gelmedi uyardım dikkat et dedim... Bu arada kalçasına kadar ip var mı diye baktım yoktu. Elimi ayağının altına koyunca tutuyor mu diye baktım tutamıyordu ve ayağı yumuşaktı. Elimi de tutamıyordu. Son düzenleyen Moderatör 28 Temmuz 2022
Kaygılar çoğu zaman gelecek veya şu andan gelir. O anda yoğun bir kaygı içine düşeriz. Bu durumdan nasıl kurtulacağımızı bilemeyiz. Bu durum yoğun bir sıkıntı yaşamamıza neden olur genellikle elimiz kolumuz bağlanır ve başka hiç bir şey bozukluğunu, nedensiz bir tedirginlik ve korku hali olarak tanımlayabiliriz. Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde; sıkıntı, bunaltı, endişe ve korkuya benzer duygular vardır. Kişi bu durumu, ''kötü bir şey olacakmış hissi'' veya ''nedensiz bir korku''şeklinde ifade eder. Kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla bozukluğu yaşayan kişiler bu durumu nasıl tarif ederler ?- “Sıkıntı geliyor, tıkanıyorum, bunalıyorum ve boğulacak gibi oluyorum”.- “Telefon ya da kapı çalsa çok heyecanlanıyorum ve kalbim hızla çarpmaya başlıyor. Çocuklarımın ya da yakınlarımın başına kötü bir şey gelmiş olabileceği düşüncesi ile çok endişeleniyorum”.- “Nedensiz yere kalbim kötü kötü çarpıyor. Hemen aklıma kötü şeyler geliyor ve bende de mutlaka bir kalp hastalığı var diye düşünüyorum. Kaç kez gidip çeşitli tetkikler yaptırdım. Doktorlar bir şeyim olmadığını söyledikleri halde aynı belirtiler tekrar oluyor.”- “Öyle şiddetli sıkıntı basıyor ki öleceğim, çıldıracağım ya da aklımı kaybedeceğim diye çok duramıyorum. Nefesim daralıyor, titriyorum”.Fiziksel Belirtileri- Huzursuzluk, gerginlik, tedirginlik, sıkıntı, daralma- Dikkatini toplayamama ve bir konu üzerine yoğunlaşamama- Çabuk yorulma, uyku bozuklukları, kolay irkilme, tetikte olma- Baş ağrısı, baş dönmesi, başta uyuşma ve sersemlik hissi- Kulaklarda uğuldama, çınlama, görme bulanıklıkları- Sık soluk alıp verme ihtiyacı,göğüste basınç, ağrı duyumları- Kas ağrıları,midede şişkinlik, hazımsızlık, yanma ve ağrılar- Bulantı ve kusmalar,barsak hareketlerinde düzensizlik,- Sık idrara Ağız kuruması, kalp çarpıntısı, nefes darlığı,- Kişinin mesleki ve ailevi yaşantısını etkilemeye başlamışsa,- Kişilerarası ilişkilerinde zorluklar oluşturuyorsa,- Gün içinde çok sık karşısına çıkıyor ve gününün büyük bir bölümünü kapsıyorsa,Ruhsal belirtileri- Unutkanlık- Aklın sisli, bulanık olması- Aşırı uyanıklık hali hipervijilans- Depresonalizasyon- Derealizasyon- Dikkati toplayamama- Önemli olayları hatırlayamama- Düşünce duraklamaları, bloklar- Objektif düşünme güçlüğü- Nedenselleştirme güçlüğü- Kontrolünü yitirme korkusu- Başa çıkamama korkusu- Fiziksel zarar görme ya da ölüm korkusu- Aklını yitirme korkusu- Başkaları tarafından yanlış değerlendirme korkusuKişi bu duygulanımını kontrol edemiyor ve başa çıkamıyorsa, en az 6 aydır bu durumları yaşıyorsa Kaygı Bozukluğu olma olasılığı Bozuklukları- Ayrılma kaygısı bozukluğu- Seçici konuşmazlıkmutizm- Özgül fobi- Toplumsal kaygı bozukluğusosyal fobi- Panik bozukluğu- Agarofobi- Yaygın kaygıanksiyete bozukluğu- Maddenin ilacın yol açtığı kaygı bozukluğu- Başka bir sağlık durumuna bağlı kaygı bozukluğu- Tanımlanmış diğer bir kaygı bozukluğu- Tanımlanmamış kaygı bozukluğuNe Yapılabilir?- Kaygı bozukluğunun en iyi ilacı egzersizdir. Egzersiz doğal bir stres azaltıcı ve kaygı düşürücüdür. İlla bir spor salonuna gitmeniz gerektiğini düşünmeyin. Açık havada yarım saat tempolu yürüyün, evde yapabileceğiniz hareketleri deneyin. Tenis, futbol gibi sosyalleşebileceğiniz sporlar ve farklı ortamlar modunuzu değiştirecektir. En önemlisi sevdiğiniz bir aktivite bulup düzenli devam Korkuları not etme Kaygı nöbeti sırasında yaşanan korkuları kişi not alarak olumsuz düşüncelerden hızlı bir şekilde kurtulabilmektedir. Bu nedenle bu düzeydeki kişilerin bir not defterine nöbet anındaki korkularını yazmaları faydalı bir hareket Endişelenme periyotları oluşturma Kaygı bozukluğu olan kişilerin bu rahatsızlıktan kurtulabilmek için bir takım çalışmalar yapması gerekmektedir. Periyotlar oluşturma da bunlardan bir tanesi olmaktadır. Kişi oluşturduğu özel periyotlarla kaygıya neden olan şeyleri düzeltmeye çalışır. Bu periyotlar gün içerisinde aksatmadan uygulandığı sürece son derece faydalıdır. Kişinin bu periyotlar dışında endişe duymayı engellemesi Rahatlama teknikleri uygulama Kişinin rahatsızlığının farkında olarak nöbetler sırasında rahatlatıcı davranışlar sergilemesi olarak ifade edilmektedir. Bu belirli aralıklarla kaslar gevşetme, derin nefes alıp verme, güzel anları düşünmeye çalışma, hoşa giden şeyleri yapmaya çalışma gibi etkinlikler Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinme Her rahatsızlığın tedavisinde ve önleminde olduğu gibi kaygı için de sağlıklı beslenme önemli Şüpheyi kabul edin. Ne yazık ki, ters gidebilecek şeyler hakkında endişelenmek hayatı daha öngörülebilir kılmamaktadır. Bu sadece sizi o anda gerçekleşen güzel şeylerden mahrum bırakır. Şüpheyi kabul etmeyi öğrenin ve yaşam sorunları için acil çözümler beklentisinde Alkol ve sigarayı azaltın. Bunlar kaygıyı azaltmaz, Uyku sürenizi dengeleyin. Uyku eksikliği kaygılı düşünce ve hisleri şiddetlendirebilir. Bu nedenle 7-9 saat boyunca sağlıklı bir şekilde uyumaya Eğer kaygıya bağlı fiziksel belirtiler arttıysa, bir sağlık kontrolü yaptırmayı çabalarınız sonuç vermediğinde ve endişe, korku veya kaygı nöbetleriniz büyük sıkıntılara neden olacak ve günlük yaşamınızı bozacak kadar şiddetli olduğunda profesyonel yardım almanız instagram/volkanpelenk
kötü bir şey olacakmış hissi